Sayfa 5 - KUL

 
KUL

 
Rahman ve Rahim olan ALLAH'ın adıyla;

 
1- ALLAH, Kendisine sığınanları koruyup gözetendir. O, Hakim'dir, Vekil'dir.

 
2- En güzel adalet, ALLAH'ın adaletidir. Siz, O'nun adaletin de, en ufak bir haksızlığa uğratılmazsınız. Merhametlidir.

 
3- ALLAH, kimseye zulmedici değildir. O, sizin üzerinize bir zorba değildir. Her türlü zalimlikten münezzehtir.

 
4- ALLAH, lütufta bulunan ve seçme hakkı verendir.

 
5- O, sabredicidir, sabredenlerle beraberdir ve sabredenleri selamete erdirir.

 
6- ALLAH, kullarını iyilik ve güzelliğe çağırandır, doğru yolu gösterir. O, verdiği seçeneklerden hangisini seçmeniz gerektiğini önceden bildirendir.

 
7- ALLAH’ın kullarına zulmettiği görülmemiştir. Ancak insanlar, kendi aralarında birbirlerine zulmediyorlar.

 
8- ALLAH’ın kullarına merhametli ve şefkatli olduğu ise açıkça görülebilir. O, size güzel ve temiz rızıklar vermiştir, yaratıklarından üstün kılmıştır ve şeklinizi en güzel biçimde şekillendirmiştir. O, şefkatlidir, merhametlidir.

 
9- ALLAH’ın katında inanan ile inanmayan bir değildir.

 
10- İnananlar, ortak koşmazlar, büyüklük taslamazlar, salih amelde birbirleriyle yarışırlar, zikre uyarlar ve yalnız ALLAH’a güvenip dayanırlar. Onlar, Rablerinden gelene kulak tıkamazlar.

 
11- ALLAH’ın rahmeti, inananların üzerine olacaktır. Temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler ve bakışlarını yalnız kendilerine tahsis etmiş olan eşler, onlaradır. Güzel yurt, onlarındır.

 
12- Kafirler, müşrikler, münafıklar ve fasıklar ise O’nun rahmetinden uzak kılınmışlardır. Onlar zalimlerdir, temelli kalacakları çılgın alevli derileri yakıp karartan cehennemler ve mahrumiyet onlaradır. Zaten zalimlerden başkası, ALLAH’ın rahmetinden uzak kılınmamıştır. Kötü yurt, işte onlarındır.

 
13- Şimdi, ALLAH’ın rahmetinden uzak kıldığı zalimleri, edindikleri şefaatçilerinden hangisi kurtarabilir?

 
14- İnsanlar, O’nun huzurunda bir araya getirilip toplanınca, Azim olan ALLAH emir verdikten sonra, O’nun emrine ses çıkartabilip “Hayır” diyerek itiraz edebilecek olan kimdir?

 
15- ALLAH, yerlerin ve göklerin Hakimidir. Hükümranlık, O’na aittir. Tek bir İlah’tır, O’nun emrine ortak olabilecek kimdir?

 
16- O, ortağı bulunmayan ve Kendisine ortak koşulmasını bağışlamayan tek ALLAH’tır. Kimin Cenneti hak ettiğini, kiminde Cehennem’i hak ettiğini çok iyi bilir. Her türlü adaletsizlikten uzak’tır, münezzehtir. O, gizlediklerinizi ve bilmediklerinizi de bilendir.

 
17- ALLAH’ın kabul etmeyeceği ameller, ortak koşanların amelleridir. O, kendisine ortak koşanların amellerini boşa çıkarır.

 
18- ALLAH emir veren ve dilediğini dilediği iş üzerine görevlendirendir. O’na hiçbir işi yapmak ağır değildir, ancak O, sorumluluk verendir.

 
19- Sorumluluk, ALLAH’ın verdiği bir nimettir. O, bütün yarattıklarına mutlaka bir sorumluluk vermiştir, her birine görevler yüklemiş ve buyruğunu bildirmiştir.

 
20- ALLAH Yüce’dir, buyruğunu bildirdiği vakit, itaat edilmesi gerekir. Melekleri, yalnız buyruğuna itaat etmesi için yaratmıştır ve her birine boyun eğdirmiştir. Onları yaratır, emir verir ve “Ol” der, melekleri de O’nun olmasını istediğini yerine getirir.

 
21- O, emrine amade ettiği melekleri göz ardı etmemek için ve sizin de bilmeniz için kitabın bazı yerlerinde “Biz” demeyi tercih etmiştir. O, yaptıklarından sorgulanacak değildir.

 
22- Yerler de gökler de ALLAH’ın ayetlerindendir, onlara şekil verip düzenlemiştir. Yerlerin ve göklerin bir ölçüye göre kurulu olması, yalnız O’nu tesbih etmektedir.

 
23- ALLAH’ın yerlerde ki ayetlerine de göklerde ki ayetlerine de bir bakın, her bir ayeti harikulade bir ilim üzerinedir. Harikulade bir ilim, ölçü ve denge üzerine kurulu olan o ayetlerin, tesadüfen oluşması mümkün değildir.

 
24- İnsanoğlunun yeryüzünde inşa ettiği ve icat edip ürettiklerine bir bakın, nasıl ki onların tesadüfen oluşması mümkün değilse, yerlerin ve göklerin de tesadüfen oluşması mümkün değildir.

 
25- Oysaki yerlerin ve göklerin yaratılması, insanoğlunun yeryüzünde inşa edip icat ettiklerinden, çok daha büyük bir şeydir.

 
26- İlim olarak, yeryüzünün ve gökyüzünün yaratılması, insanın üretip inşa ettiklerinden kıyaslanamayacak kadar ileri ve üstün bir düzeydedir. İşte bu, O’nun ilmidir. Yerler de gökler de, ALLAH’ın yüce ve noksanlıktan uzak olan ilminin bir eseridir.

 
27- Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife kılacağım” demişti. Onlar, “Orada fesat çıkartacak, kan dökecek birini mi kılacaksın? Oysa biz Seni hamd ile tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. ALLAH da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.

 
28- Kitap ehli, aralarında tartışmaya girişti ve dediler ki “Melekler, yeryüzüne kılınacak olan halifenin, orada kan dökeceğini nerden bildi?”

 
29- ALLAH, her şeyi bilendir, dilediğine dilediği kadarını bildirendir. İnsan, ALLAH’ın ne ilk yarattığı nede son yarattığı değildir. O bilgiyi, her şeyi bilen, bildiren, yaratan ve yaratmayı devam ettiren ALLAH bildirmiştir.

 
30- Tek ALLAH’a kul olmak, bir insanın yeryüzünde elde edebileceği en büyük şereftir.

 
31- Ulu olan tek ALLAH’a tapınmak, insan’ın yeryüzünde en güzel şekilde onore edilmesidir ki tapındığı ALLAH, yerleri ve gökleri yaratan, her şeye kadir olan tek bir İlah’tır.

 
32- Eğer bilirseniz, O’na kul olabilme şerefine nail olmak, çok güzel bir şeydir. Size, Kendisine kul olabilme fırsatı verdiği için, O’na şükretmeniz gerekir.

 
33- Tek ALLAH’ın kulları, O’na severek ve isteyerek ibadet etsinler.

 
34- Tek ALLAH’ın kulları, yalnız kendilerini yeniden diriltecek olan tek ALLAH’a ibadet etsinler.

 
35- İbadet ederlerken bilsinler ki, ALLAH’ın onların ibadetlerine ihtiyacı yoktur, ibadet etmeye ihtiyacı olanlar, kendileridir. O, Ganidir.

 
36- O’nun sizden ibadet etmenizi istemesi boşuna değildir. Hanginizin Kendisine bağlı ve sadık kaldığının ortaya çıkmasını istemiştir.

 
37- ALLAH, Cennet ehline, oranın düzeni bozulmasın diye bir takım şeyleri yasak edecektir.

 
38- Cennet ehline yasak ettiği şeylerden biri de, Cehennem ehline asla yardım edilmemesidir.

 
39- ALLAH, yasak ettiğine bağlı ve sadık kalacak kullarının Cennet’e girmesini istemiştir. O’nun her işi hikmetlidir, Alim’dir.

 
40- Ey İman eden kadınlar! Cuma namazı, iman edenlere farz kılınmıştır. Yoksa siz, iman etmiyor musunuz da size farz olmadığını iddia edip, kılmaktan geri duruyorsunuz? ALLAH’ın hükmü böyledir, bir ayrım söz konusu değildir.